Kimyasal silah kullanımına ilişkin değerlendirmelerinin ardından tutuklanan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Artı Gerçek’in sorularını yanıtladı. Fincancı, ‘Umuyorum ki dayanışma ile bu süreci atlatacağız’ dedi.
Seda TAŞKIN
Artı Gerçek – Kimyasal silah kullanımına dair değerlendirmelerde bulunduğu için iktidar tarafından hedef alınarak tutuklanan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden Artı Gerçek’in sorularını yanıtladı. Fincancı, “Geniş bir mekanda tek kendi başımayım ancak sabuna bugün öğlenden sonra ulaşabildim. 61 yıl sonra ilk kez bir geceyi kitapsız geçirdim. Onun dışında rahatım yerinde” ifadesini kullandı.
Şebnem Korur Fincancı’nın sorularımıza yanıtları şu şekilde:
‘OLMASI GEREKEN ETKİLİ SORUŞTURMAYI KENDİLERİNİN TALEP ETMESİYDİ’
Öncelikle yaşadığınız süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sorunuza sayfalarca yanıt verilebilir ama yani ben zaten yaşanabilecekleri tahmin ettim. İnsan hakları alanında çalışan bir adli tıp uzmanı olarak böyle bir soruyu yanıtlamak gerektiğini düşündüm. İnsan hakları savunucusu olarak sorumluluğumdu. Zaten bu görüntülere dayalı bir ön değerlendirmeydi. Burada olması gereken etkili bir soruşturmayı kendilerinin talep etmesiydi. Benim hakkımda soruşturma açmaları kuşku uyandırdı. Cezaevine kadar gelişen süreç sessiz kalmanın cezası olarak gelişti ama bu ceza bana değil topluma yönelik. Bundan sonra herhangi bir kuşku, tartışma söz konusu olduğunda insanların sessiz kalması için bir uyarıdır.
GAZETECİLERİN GÖZALTINA ALINMASI: ‘GÖRÜNTÜLERİ HAFIZAMIZA KAZINDI’
Gözaltına alındıktan sonra neler yaşadınız? Tutuklandıktan sonra o akşam neler yaşadınız?
Gözaltında pozitif bir ayrımcılığa maruz kaldım. Tutukluğumun birinci gününde gazeteciler gözaltına alınmıştı. Pozisyonel işkence de dahil görüntüleri hafızamıza kazındı. Beni ise bir pamuklara sarmadıkları kaldı. Nazik, saygılı ve gereksinimlerimi dikkate alan bir yaklaşımları vardı. Ama gözaltı için eve kadar gelmeleri, evde buldukları babamdan kalma mermileri, koleksiyon ve ders materyali, piyasada satılan kitabı suç unsuru gibi medyaya servis etmeleri, mahkemeye götürmek için sabahın 05.45’ini seçmeleri, dayanışma için gelen dostlarımı şiddetle engellemeleri, gözaltı yaşatmaları pozitif ayrımcılıktan uzaklaştıkları, beni eşitledikleri noktalardı.
Geniş bir mekanda kendi başımayım ancak sabuna bugün öğlenden sonra ulaşabildim. 61 yıldır ilk kez bir geceyi kitapsız geçirdim. Onun dışında rahatım yerinde.
‘BEN YAYINA ÇIKTIKTAN SONRA SON HALİNİ VERDİKLERİNİ DÜŞÜNMEK GEREKİYOR’
Tutuklanmanızın ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Tabipler Birliği yönetiminin görevine son verilmesi için davaname hazırladı. Buna ilişkin neler söylemek istersiniz?
Gözaltına alındığım sabah böyle bir davanameninin hazırlandığı bilgisi basına düşmüştü zaten. Üstelik bu açıklamanın ceplerinde olduğunu ben yayına çıktından sonra da son halini verdiklerini düşünmek gerekiyor. Yıllardır defalarca benzer girişimler oldu. Umuyorum ki dayanışma ile bu süreci de atlatacağız.
‘UMUTLU BİR İYİMSERLİKLE…’
Kamuoyuna iletmek istediğiniz mesaj var mı?
Dayanışma için yanımda duran, destek veren, açıklamalar yapan tüm insanlara umutla, umutlu bir iyimserlikle dünyayı değiştirme gücümüzün olduğunu bunu birlikte başaracağımızı tüm dostluğumla ve yüreğimle iletmek istiyorum.